Son yılların en fazla beğeni toplayan, özgün korku filmi dalında "The Exorcist'ten sonra tüm zamanların en büyük gişe hasılatını yapan korku filmi The Conjuring'in üç yıl aradan sonra gelen ikinci filmi "The Conjuring 2" ilk filmi aratmıyor.
Senaryo ilk filmde olduğu gibi, iki paranormal araştırmacı olan Ed ve Lorraine Rita Warren'ın başka bir gerçek vakayı anlatan ve uzmanlık alanları olan şeytan çıkarma konseptinde ilerliyor. Warren çifti bu kez Londra’da anne ve dört çocuğunu taciz eden “Enfield Poltergeist” vakasını araştıyor.
Sinemanın dahi yönetmenlerinden James Wan, bu kez de yönetmen koltuğunda. Konu aynı tarz olsa da James Wan filmi hayranlık uyandıran, bir o kadar da korkutan sahnelerle donatarak başarıyı yakalamış. İngiltere'de yaptığı çekimleri farklı konum ve kültürel farklılar sebebiyle filme çok ayrı bir lezzet verdiğini söyleyen Wan'in atmosferdeki ve çekimlerdeki ustalığı her sahnede kendisini hissettiriyor. Vera Farmiga ve Patrick Wilson oyunculuklarıyla göz doldurururken kötü ruhun musallat olduğu çocuğu oynayan Madison Wolfe ne kadar iyi bir seçim olduğunu kanıtlıyor.
Olması gerekenden biraz uzun olmasını, duygusallık katmak adına eklenmiş birkaç sahnesini görmezden gelirsek ilkine nazaran korku öğeleri daha yüksek, görselliği daha güzel, daha önce kullanılmamış korku sahneleriyle daha yenilikçi.
"Ben bu tarz filmlerden kormuyorum, bundan da kormayacağım, ne kadar saçma" ön yargısından çıkarak izlenildiğinde gayet iyi bir film olması da su götürmez bir gerçek. Son olarak şimdiye kadar yaşanmış Poltergeist (Rahatsız eden kötü güçler) vakaları içerisinde en fazla kanıt bulunan olay olduğunu eklemeliyiz.
İyi seyirler...
13 Haziran 2016 Pazartesi
30 Mayıs 2016 Pazartesi
Baskın: Karabasan (2015)

Can Evrenol'un yine aynı isimli kısa filmini uzun metraja uyarlayarak yönetmenliğini yaptığı BASKIN filminin Türkiye prömiyeri Filmekimi 2015'de, dünya prömiyeri ise Toronto Film Festivali'nin "Midnight Madness" seçkisi kapsamında gerçekleşmiştir.
Hem korku hem psikolijik gerilim öğeleri taşıyan Baskın, 5 polisin aldıkları bir ihbarla terk edilmiş bir binaya gitmelerini ve sonrasında başlarına gelenlerle adeta cehennemi yaşamalarını konu alıyor.
Cinli, perili yapımlardan bunalan Türk korku filmi izleyecisine sunulmuş bir alternatif olarak son derece yenilikçi bir senaryo ve bakış açısıyla çekilse de farklı olana çabuk alışamayan her izleyici kitlesi gibi eleştiri yağmurundan da nasibini fazlaca alıyor.
Yapılan eleştirilerin çoğunu okuduğum için kısaca bir kaç başlık altında özetleyebilirim. İlk önce, filmin başındaki içki masasında yapılan sert diyaloglar, pek çok izleyiciyi yüksek dozda şiddet içeren sahnelerden daha fazla rahatsız etmiş... Metaforlarla dolu olduğundan alternatif korku filmi severler dışında korkutucu bulunmamış... Oldukça sert geçen kanlı sahneler ve makjajlar abartılı bulunmuş...
Tüm bu eleştirileri bir yana koyarsak Türk sinemasında farklı ve belki de türünün ilk örneği olarak çekilen korku filmi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Filmin başından itibaren yakaladığı gerçekçi hava, iyi oyunculuk, sahip olduğu atmosfer, ilk defa işlenen temalar, sahneler, makyaj ve metinlerle izlenmesi gereken bir yapım.
İyi seyirler :)
3 Mayıs 2016 Salı
Paranormal Aktivite Hikayesi / Paranormal Activity Story
Çekimleri, filmin yazarı ve yönetmeni olan Oren Peli'nin evinde dijital kamerayla 10 günde tamamlanan Paranormal Activity, Blair Cadısı'ndan sonra amatör kamera tekniğiyle çekilmiş en etkili filmlerden olma özelliğini taşır. Bu yönüyle Post - Blair Cadısı (The Blair Witch Project) olarak da anılmaktadır.
Apartman hayatından ilk kez banliyöde müstakil bir eve taşınan Oren Peli, senaryoyu kendi hissettiklerinden yola çıkarak kurgular. Alt ve üst katlarda komşuları olmayan, müstakil, sessiz mahallesindeki yeni evinde oluşan her küçük ses kendisini ürpertmeye yetmiştir. Aklına takılan bu seslerin sebebini anlamak üzere evin her yerine kamera sistemi kurar. Bir filmi yapmaya karar verdiğinde ise fiziksel fotoğrafçılık, egzorsizm ve perili evler üzerine çok fazla kaynak okuyup Blair Cadısı tarzında bir korku filmi olmasını ister.
İlk başta festivallere yetiştirilen filmin DVD'si hazırlanır ve bir kopyası Miramax yapımcısı Jason Blum'un eline geçer. Kendisinin filmi desteklemeye karar vermesiyle Dream Work ve Steven Spielberg'e uzanan yolculuk başlamış olur. Jason Blum hikayeyi biraz editleyip, kurguyu düzenler ve alternatif sonlar çekme konusunda Peli ile anlaştıktan sonra sinema gösterimine hazırlanmaya başlanır.
Test gösteriminde sinemanın yarısı filmi terkeder. İlk aşamada filmin beğenilmediği için terk edildiği düşünülse de işin aslı insanlar, korktukları ve izlemeye dayanamadıkları için salondan çıkmışlardır.
Filme Steven Spielberg'in adının girmesi reklamını yapmıştır.
Hikaye olur ki; Steven Spielberg evinde Paranormal Aktivite'yi izlerken odası dışarıdan kilitlenir, çıkmak için çilingir çağırır ve bu olaydan sonra filmi evde tutmaz. Anlatılanların filmin tanıtımı için bir pazarlama stratejisi olduğu söylense de 15.000 dolarlık bütçeyle 193 milyon dolar hasılat ederek ne kadar başarılı bir strateji olduğunu kanıtlamıştır. Aslında filmin olayını şöyle de özetleyebiliriz Steven Spielberg filmi keşfeder ve "Bu film tutar" der.
Film ilk andan itibaren insanların en güvenli olduklarını düşündükleri yerde evlerinde ve yataklarında uyurken, savunmasız kalmalarına dayanan, en temel korkuları tetikleme amacını taşır. Wes Craven'in kült korku filmi serisi A Nightmare on Elm Street'in (Elm Sokağında Kabus) efsane olmasını sağlayan, uykunuzda başına geleceklere karşı savunmasızsınız temeliyle başlar, görmediğiniz şey sizi korkutur diyerek devam eder.
Belki filmi izlerken değil, belki sonrasında değil, fakat gece yastığa başınızı koyduğunuz anda başınıza gelebilme ihtimalini yerleştirir izleyenlere.
Kısaca filmin konusuna gelecek olursak; Banliyöde yaşayan genç bir çift, evlerinden gelen tuhaf seslerin kaynağını araştırmak üzere evde kamerayla çekim yapmaya başlar. Kimi zaman el kamerasıyla kimi zaman sabit kamerayla yapılan çekimler çiftin günlük yaşamından farklı kareleri yansıtır. Çekimleri sonradan izleyecek olan çift, başlarına gelen olayların bilinmeyen güçler tarafından çıkarıldığını anlayacaktır.
Belki filmi izlerken değil, belki sonrasında değil, fakat gece yastığa başınızı koyduğunuz anda başınıza gelebilme ihtimalini yerleştirir izleyenlere.
Kısaca filmin konusuna gelecek olursak; Banliyöde yaşayan genç bir çift, evlerinden gelen tuhaf seslerin kaynağını araştırmak üzere evde kamerayla çekim yapmaya başlar. Kimi zaman el kamerasıyla kimi zaman sabit kamerayla yapılan çekimler çiftin günlük yaşamından farklı kareleri yansıtır. Çekimleri sonradan izleyecek olan çift, başlarına gelen olayların bilinmeyen güçler tarafından çıkarıldığını anlayacaktır.
İlki 2007 yılında çekilen film, az bütçeyle dünya çapında büyük bir başarıya imza attı ve devamında seri haline gelerek 5 film daha çekildi. Hikayenin çıkış noktasını devam filmlerinde anladığımız senaryo; senaristlerin ve yönetmenlerin sürekli değişmesiyle ilk filmdeki başarısını bir daha yakalayamadı. Giderek düşen bir reyting profili sergilemiş olsa da gerilim filmi severler için izlenmesini tavsiye edeceğim bir seri olma özelliğini koruyor.
İyi seyirler...
En İyi 2. Dünya Savaşı Filmleri / The Best World War 2 Movies
Hangmen Also Die!(1943)

Rome, Open City/ Roma Açık Şehir (1945)

A Walk in the Sun (1945)

Stalag 17/ Casuslar Kampı (1953)

Night and Fog (1955)

Kanal (1957)

The Bridge on the River Kwai /Kwai Köprüsü (1957)

Ice Cold in Alex / Çölde Öldürücü Soğuklar (1958)

The Guns of Navarone / Navaron'un Topları (1961)

Judgment at Nuremberg / Nuremberg Duruşması (1961)

Ivan's Childhood / Ivan'ın Çocukluğu (1962)

The Great Escape /Büyük Firar (1963)

The Hill (1965)

The Longest Day / En Uzun Gün (1962)

The Dirty Dozen / 12 Kahraman Haydut (1967)

Where Eagles Dare / Kartal Yuvası (1968)

The Army of Shadows (1969)

Kelly's Heroes / Çılgın Savaşçılar (1970)

Patton/ General Patton (1970)

Tora! Tora! Tora!(1970)

The Cross of Iron / Şeref Madalyası(1977)

A Bridge Too Far (1977)

The Big Red One (1980)

Mephisto /Mefisto (1981)

Das Boot /Mukaddes Vazife (1981)

Shoah (1985)

Come and See / Gel ve Gör (1985)

Empire of the Sun/Güneş İmparatorluğu (1987)

Stalingrad(1993)

Schindler's List/ Schindler'in Listesi (1993)

Life Is Beautiful /Hayat Güzeldir (1997)

Saving Private Ryan / Er Ryan'ı Kurtarmak (1998)

The Thin Red Line / İnce Kırmızı Hat (1998)

Pearl Harbor (2001)

Enemy at the Gates /Kapıdaki Düşman (2001)

To End All Wars (2001)

The Pianist/ Piyanist (2002)

Downfall / Çöküş (2004)

Sophie Scholl: The Final Days / Sophie Scholl - Die letzten Tage (2005)

Flags of Our Fathers (2006)

Letters from Iwo Jima / Iwo Jima'dan Mektuplar (2006)

Black Book / Zwartboek/Kara Kitap (2006)

Days of Glory / İsimsiz Kahramanlar (2006)

Atonement /Kefaret (2007)

The Counterfeiters / Die Fälscher /Kalpazanlar (2007)

Valkyrie / Operasyon Valkyrie (2008)

The Boy in the Striped Pajamas / Çizgili Pijamalı Çocuk (2008)

Inglourious Basterds /Soysuzlar Çetesi (2009)

Fury(2014)

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)