3 Temmuz 2014 Perşembe

Prisoners - Tutsak (2013)

Şehir hayatındaki yaşamın güvenlik açısından riskli olduğunu düşünülür. Sorulması gereken asıl önemli soru ise, şehirden uzak yerlerde yaşamak daha mı güvenlidir?

Pek çok gerçek hikayeden uyarlanan psikolojik gerilim ve korku filminin, kasabalarda geçtiğini düşündüğümüzde varacağımız sonuç; yaşadığımız bölgeden bağımsız olarak, tehlikeye her an, her yerde açık olarak yaşadığımızdır.

Tehlikeye açık yaşamdan bahsederken hemen filmimize geçiyorum.

Klasik bir Amerikan kasabası, bahçeli bir ev, iki çocuklu mutlu bir aile...

Aynı mahallede oturan komşularla birlikte geçirilen Şükran Günü yemeği...

Ailelerin küçük kızları yemekten sonra oyun oynamak için dışarı çıkarlar...

Ve aniden ortadan kaybolurlar...

Peki nerededir bu iki küçük kız?

Çocuğunu kaybeden ailelerin yaşadıkları dramı, heyecan ve gizem katarak sunmayı başarmış bir film izliyoruz. Konusu klasik gibi dursa da başarılı bir kurguya sahip. “Acaba nasıl?” sorusunu akıllarda sürekli taze tutuyor. Açık verdiği noktalar olsa da, kolay tahmin edilebilir bir hikaye değil. Kendinizi 153 dakikalık bir bilmecenin içinde bulacaksınız.

Alışılagelen, çocuğunu kaybetmiş, mücadele veren annenin yerini bu kez baba figürü alıyor. Kızının kaybolmasından sonra verdiği mücadele ve evlat sevgisinin bir kişinin insaniyet sınırlarını ne kadar zorlayabileceği incelikle işlenmiş. Baba rolünde izlediğimiz Hugh Jackman’ın sergilediği oyunculuk takdire şayan.

Zodiak filmini izlemiş olanların aşina olacağı Jake Gyllenhaal yine detektif rolüyle karşımıza çıkıyor. Dedektiflik rolünün yakıştığı ve her defasında farklı bir karaktere büründüğü rahatlıkla söylenebilir. Taşıdığı karaktere farklı mimikler ve jestler vererek gerçekçi kılmayı başarabilen yetenekli bir oyuncu.

Yönetmenliğini Denis Villeneuve'in yaptığı film, iyi senaryosu ve herşeyden çok harika oyunculuklarıyla izlemenizi önereceğim filmler arasında.



İyi seyirler ...

                                                            Prisoners