Aşk gözlerden doğar, Gözler kalbin aynasıdır... Hakkında saymakla bitmeyecek kadar güzel sözler yazılmış, Shakespeare'in şiirlerine ilham olan gözler.
Yüzyıllardır ruhun derinliklerini yansıttığına inanılan, ruhun dışarıya açılan penceresi olan gözler, dinden felsefeye pek çok alanda kendine yer bulmuş, beden - ruh ilişkisinin başlangıç noktası olarak kabul görmüştür.
I Origins, göze farklı bir penceren bakan konusuyla hayatının çalışmasını buna adayan bir bilim adamını anlatıyor. Konunun fark uyandıran tarafı gözleri anlamlandırırken temelini ruhani değil, evrimsel süreçten ve bilimden alıyor olması.
Hikayesini kendisinden dinlediğimiz moleküler biyolog Ian (Michael Pitt) çocukluğundan beri kendini göze adamış bir bilim insanıdır. Laboratuvarında, asistanı Karen (Brit Marling) ile birlikte yürüttükleri deneyleri eğer sonuç verirse insanoğlunun şimdiye kadar bildiği tüm gerçekleri temelinden değiştirecek kuvvettedir. Evrim süreci üzerine olan çalışmasının özünde ise Tanrı'nın var olmadığını kanıtlamak amacındadır.
Kendini işine adayan Ian ummadığı bir anda hayatının aşkı Sofi'yle (Astrid Bergès-Frisbey) tanışır. Her şeyi bilimsel mantıkla açıklamaya çalışan biri aşka nasıl yaklaşır; onun hayatının aşkı olduğunu nasıl anlamış olabilir sorularını cevaplıyor farkında olmadan. İçine sindiremediği, mantığının kabul etmediği inanç sistemi onu bambaşka bir yolla, aşkla kendine doğru çekmektedir.
Başrollerini Seven Psychopaths (2012) ve Funny Games (2007) filmlerinden tanıdığımız Michael Pitt, Astrid Berges- Frisbey ve Brit Marling paylaşıyor. Filmin senaristliğini ve yönetmenliğini insanın varoluşuyla, kader ve tesadüf kavramlarıyla yakından ilgili, Mike Cahill yapıyor. Another Earth (2011) filminde tarzını ortaya koyan Mike Cahill yine aynı filmde başrolü oynayan Astrid Berges- Frisbey'i tercih etmiş. Ruhani dünyayı bilimle kaynaştıran filmin finali için Hindistan'ı seçmesi, mekan - konu ilişkisindeki başarısının kanıtı olmuş.
Metaforların muazzam işlendiği sahnelerdeki her diyaloğa, her mimiğe, her dekora dikkat edilerek izlenmesi gereken; içinde derin manalar barındıran bir film. Başından veya ortasından sonu tahmin edilebilen filmlerden değil. Akışı ve senaryosuyla, ara ara gerçekleşen birkaç şok sahnesiyle bunu engellemiş oluyor.
Türü bilim kurgu ve drama olarak geçse de bana soranlara; felsefeye ilgiliyse felsefi, aşk filmi severse romantik, bilimle kurgu severse de bu bir bilim kurgu filmi derim.
Ülkemizde Adana Altın Koza Film Festivali'nde ve Filmekimin'de gösterilen I Origins çekimleriyle, mekanlarıyla, senaryosuyla izlenmeyi hak eden 2014 yılının başarılı filmlerinden biri.
İyi seyirler :)